EYUP SALAHATTİN KARAKAŞ
Sağlıklı Günler
OMURGA SORUNLARI
Hemen herkesin hayatının bir döneminde beli ağrımıştır. Bu ağrı hafif de olabilir, şiddetli de olabilir. Bazen uzun sürer bazen de kısa sürede geçer. Olduğunda, günlük işlerin yapılmasını önleyebilir.
Anatomi
Bel ağrılarını anlamak için belin anatomik yapısını ve nasıl hareket ettiğini bilmek gerekir. Bel, omurga denilen küçük kemiklerden oluşur. Bu kemikler birbirine bağlarla bağlanmıştır. Kaslar, bağlar, sinirler ve omurgalar arasındaki diskler belin diğer oluşumlarıdır.
Omurga
Belin ağrıyan kısmı:
Omurgalar birleşerek omuriliği içine alan ve onu koruyan bir kanal oluşturur. Omurga üç bölgeye ayrılır: Boyun, sırt ve bel. Omurganın en alt kısmında kuyruk sokumu bulunur. Beş bel omuru leğen kemiği ile omurgamızı birleştirir.
Omurilik ve Sinirler
Omurilik sinir sistemimizin bir parçasıdır. Beyin ile kaslar arasındaki mesaj iletimi bu oluşum aracılığı ile olur. Omurilikten çıkan sinirler omurgadaki deliklerden dışarı çıkıp vücuda dağılır.
Kas ve Bağlar
Kaslar ve bağlar gövdemizi destekler ve dik durmamızı sağlar. Omurgalar birbirleri ile bu bağlar aracı ile tutunmuştur; böylece omurganın belli durumda kalması sağlanır.
Faset Eklemleri
Omurgalar arasındaki küçük eklemlerdir. Omurganın hareketliliğini sağlar.
Omurgalar Arası Disk
İki omurun cismi arasında yastıkçıklar bulunur, bunlara disk denir. Faset eklemleri ile birlikte omurganın hareketli olmasını sağlarlar. Yürürken ve koşarken yükü absorbe ederler. Bir çeşit tampon görevi üstlenmişlerdir. Bunlar, yaklaşık 1 cm kalınlığında, yuvarlak disk biçimindedir. İki kısmı vardır:
Annulus fibrozis: Diskin dış kısmında bulunan, esnek ama sağlam bir dokudur. Omurgaları birbirine kenetler.
Nukleus pulpozis: Annulus fibrozisin çevrelediği, yumuşak, jel kıvamında bir oluşumdur. Diske şok absorbe etme yeteneğini bu oluşum verir.
Sağlıklı bir omurganın kesiti.
Sebepler
Bel ağrısının özellikleri kişiden kişiye değişir. Ağrı bazen aniden başlar, bazen yavaş yavaş gelişir. Aralıklı da olabilir, sürekli de olabilir. Çoğu ağrılar birkaç hafta içinde kendiliğinden yok olur.
Bel ağrılarının çok sayıda sebebi vardır. Bazen gerilme veya ani bir eğilme sonucu başlayabilir. Bazen de hiç ters bir hareket olmadan ortaya çıkabilir. Biz yaşlandıkça omurgalarımız da yaşlanır. Yaşlanma eklemlerde dejenerasyona yol açar. Bu durum otuzlu yaşlarda, hatta daha da erken dönemlerde başlar. Özellikle ağır yük iş yapanlarda erken başlayıp, hızlı gelişebilir. Bu yaşlanmanın erken dönemlerinde ağrı hissedilmeyebilir. Yaşlanma artıncaya kadar, kişi hayatını ağrısız sürdürür.
Aşırı yüklenme
Bel ağrılarının sık görülen sebeplerinden birisi kaslardaki incinmeler, gerilmelerdir. Bu durumlara aşırı yüklenmeler yol açar.
Disk Yaralanmaları
Bazı kimselerindeki bel ağrısı günlerce geçmez; bu kimselerde disk yaralanmalarını düşünmek gerekir.
Disk yırtıkları. Diskin dış kısmındaki sert doku (annulus) özellikle yaşlılarda yırtılabilir. Bu yırtıklar her zaman ağrıya yol açmaz. Bazen de haftalar, hatta aylar süren ağrıların kaynağı olur. Neden bazı insanlarda ağrılı olmaktadır de bazı insanlarda ağrı oluşmamaktadır hususu açıklık kazanmamıştır.
Disk Fıtığı. Bel fıtığı olarak da bilinir.
Bel fıtığında jel kıvamındaki nukleus çeperi (annulus) yırtarak dışarı taşar. Yırtık büyükse tamamı dışarı çıkabilir. Bu durumda omurga kanalı içindeki iliği ve diğer sinirleri sıkıştırabilir; bu da ağrıya yol açar. Bu sinirler bacak ve ayağa kadar gittikleri için bu bölgelerde de ağrı hissedilir. Ağrı, genellikle kalça, uyluk, bacak ve ayakta olur. Bu durum siyatik olarak da isimlendirilir.
Bel fıtığı, genellikle ağır bir cismin kaldırılması, itilmesi veya belin ani bükülme ve eğilmeleri sonucu oluşur.
Disk Dejenerasyonu.
Yaşlanınca disk normal özelliklerini kaybeder ve kolay yırtılır hale gelir. Bunun sonucu tam anlamıyla çöker, iki omur birbirine yakınlaşır. Bunun sonucu faset eklemleri birbirini sıkıştırır. Ağrı ve hareket kısıtlılığı olur. Faset eklemlerde artirit gelişir. Bu durum daha sonraki yıllarda kanal daralmasına yol açar.
Dejeneratif Bel kayması
Yaşlanınca yırtılmalar ve aşınmalar sonucu bağlar omurgaları yerinde ve uygun durumda tutmada zorlanır. Omurga normalden daha fazla hareket eder ve birbiri üzerinden kayabilir. Bu kayma fazla olursa, kemikler omurgadan çıkan sinirleri sıkıştırır
Kanal Daralması.
Omur iliğin içindeki kanal bazen daralır ve sinir dokularını baskı altında bırakabilir.
Omurgalar arası disk çökerse ve osteoartirit (kireçlenme) gelişirse vücudumuz buna cevap olarak eklemlerin etrafında yeni kemik oluşturur. Yeni oluşan bu kemiklere şekillerinden dolayı mahmuz denir. Bu mahmuzlar sinirlerin geçtiği kanalları daraltabilir. Omurgaları birbirine bağlayan bağların kalınlaşması da kanal daralmasına yol açabilir.
Skolyoz
Omurgaların anormal şekilde yana doğru eğilmesine skolyoz denir. Genellikle çocukluk çağında oluşur. On yaşından sonra daha sık görülür. Yaşlılarda ise artiritler sonucu meydana gelir. Skolyoz, yaşlanınca osteoartirite neden olabilir. Sırt ve bel ağrısı yapar; ağrı bazen bacaklara kadar iner.
Diğer Sebepler
Bel ağrısı yapan başka sebepler de vardır, bunlardan bazıları çok ciddi olabilir. Ağrı ile birlikte damar hastalığı veya kanser hikayesi varsa; ağrı hareketleri ileri düzeyde kısıtlıyorsa ve günlük hayatı çok etkiliyorsa, muhakkak doktora başvurulmalıdır.
Belirtiler
Ağrının karakteri farklılık gösterir. Künt veya keskin olabilir. Bazen şiddetli, bazen hafif olur. Ağrının sebebi ağrının özelliğini belirler. Altta yatan sebep ne olursa olsun, yatıp dinlenince çoğu zaman ağrı azalır.
Ağrılı hastalar şunları anlatabilir.
Ağrı eğilip doğrulunca artıyor.
Oturmak ağrımı artırıyor.
Ayakta durmak ve yürümek ağrımı artırıyor.
Ağrı bazı günler artıyor, bazı günler azalıyor.
Ağrı kalçalarıma kadar iniyor ama bacaklarıma kadar gelmiyor.
Ağrı belimden çok kalça, uyluk ve bacaklarımda oluyor, hatta ayaklarıma kadar iniyor. Bu durum genellikle bel fıtıklarında görülür.
Yaşla ilgisi olmaksızın, ağrı birkaç hafta devam ediyorsa veya ateş, halsizlik ve kilo kaybı ile birlikte ise, Muhakkak doktora gidilmelidir.
Teşhis
Tıbbi Hikaye ve Muayene
Doktor, önce ağrının özellikleri ile ilgili bilgi alır. Hastanın tıbbi durumunu sorular sorarak öğrenmeye çalışır. Daha sonra hastayı muayene eder. Muayene esnasında bazı testler yapar. Omurga hareketlerini kontrol eder. Hangi durumlarda ağrının arttığına bakar.
Bacağa gelen sinirlerin muayenesi de önemlidir. Bunun için, kuvvet kaybı olup olmadığı, reflekslerin durumu, bacak ve ayağın his durumu test edilir.
Görüntüleme Yöntemleri
Hikaye ve muayeneden sonra görüntüle yöntemlerine başvurularak ağrının sebebi bulunmaya çalışılır.
Röntgen. Bu yöntem ile kemiklerin durumuna bakılır. Kemiklerdeki kırıklar, omurgadaki eğilmeler, yaşlılığa bağlı değişiklikler röntgen de görülebilir.
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG). Kaslar, bağlar, sinirler ve diskler ile ilgili bilgiler bu yöntemle daha iyi elde edilir. Bel fıtıklarını, iltihapları belirlemek içim iyi bir yöntemdir.
Bilgisayarlı Tomografi (BT). Doktor kemiklerde bir hadise düşünüyorsa, BT ister. Bu yöntemle kemikler üç boyutlu olarak görünebilir.
Kemik Taraması. Bu yönteme hastada kanser veya iltihap olduğu düşünülüyorsa başvurulur. Bu şekilde tüm kemikler taranmış olur.
Kemik Dansite Testi. Osteoporoz düşünülen hastalarda uygulanır. Osteoporoz kemiğin dayanıklılığını azaltır ve kolaylıkla kırılmasına neden olur. Osteoporozun kendisi ağrı yapmaz ama kırıkla oluşmaya başlamışsa ağrı ortaya çıkar.
Tedavi
Bel ağrısının tedavisi genellikle üç şekilde olur: Tıbbi tedavi, fizik tedavi ve ameliyat.
Ameliyatsız tedavi
İlaç ile tedavi. Ağrıyı azaltmak ve sebebi ortadan kaldırmak için farklı ilaçlar kullanılır.
Aspirin ve parasetemol çok az yan etki ile ağrıyı azaltabilir.
Steroid olmayan inflamasyon giderici ajanlar, mesela iboprofen ve naproksen ağrı ve şişliği giderebilir.
Bazı durumlarda kodein ve morfin gibi narkotik ağrı kesiciler de kullanılır.
Steroidler ise omurga ya injekte edilir. İnflamasyon giderici etkisi fazladır.
Fizik tedavi. Sıcak, buz, masaj, ultrason ve elektriksel uyarı gibi fizik tedavi yöntemleri kullanılır. Ayrıca germe, güçlendirme ve kalp-damar sistemini güçlendirici egzersizler gibi aktif yöntemler de faydalı olabilir. Özellikle bel kaslarını güçlendirilmesi ve bel hareketlerinin artırılmasına yönelik egzersizler ağrıyı azaltmada etkili olabilir.
Korseler. Beli ve karnı saran korselerin de tedavide yeri olabilir. Her zaman faydalı olmasa bile bazı hastalar korse takınca kendilerini daha rahat hissederler.
Diğer egzersizler. Pilates ve yoga gibi bazı egzersizler de faydalı olabilir.
Cerrahi Tedavi
Ameliyat dışı yöntemler başarılı olmazsa tedavi için sıra ameliyata gelir. Hastanın, ameliyat kararı vermeden önce diğer yöntemlerle 6 ay veya bir sene tedavi edildiği olabilir. Bu sürenin sonunda ağrı geçmemişse ameliyat gerekir. Bazen süre bu kadar uzatılmaz. Ameliyat kararı vermede ağrıya neden olan hastalık da önemlidir. Bazı durumlarda ağrı aylarca da sürse ameliyat gerekli ve faydalı olmayabilir.
Omurgaları Dondurma. Omurgaların birbirine kaynatılması ameliyatıdır. Ağrılı vertebralar birbirleri ile birleştirilir ve tek kemik haline dönüştürülür. Ağrılı omurgaların hareketi iptal edilmesi rahatlık sağlayabilir. Bu ameliyata omurgalarda instabilite, skolyoz veya birkaç diskte ileri düzeyde dejenerasyon varsa gerek duyulur. “Ağrılı segment hareket etmezse ağrı da olmaz” düşüncesinin sonucudur.
Dondurma ameliyatı için çok sayıda yöntem tarif edilmiştir. Çoğu ameliyatta omurgaları birbirine kaynatmak için kemik greftleri kullanılır. Hastanın kemiklerine vida, çubuk veya kafes yerleştirilebilir. Omurgalara karından, yandan veya arkadan ulaşılır. Bunların kombinasyonu da olabilir. Hangi yöntemin uygulanacağına doktor karar verir.
Ameliyatın sonuçları değişiktir. Bazen ağrı tamamen yok olur, bazen hiç değişiklik olmayabilir. Tam iyileşme bir yıl kadar sürebilir.
Korunma
Bel ağrısından korunmak mümkündür. Yaşlanma birlikte gelen normal değişikliklerden kaçınmamız imkansızdır. Fakat bazı önlemler alarak bu değişikliklerin belimiz üzerindeki kötü etkilerine mani olabiliriz. Sağlıklı yaşam biçimi önemlidir.
Egzersiz
Yürüme ve yüzme gibi aerobik egzersizler ve bel ve karın kaslarını güçlendirici egzersizler faydalıdır.
Ağır Kaldırma
Ağır bir cisim kaldırırken yükün belinize değil de bacaklarınıza binmesine dikkat edin. Çok ağır cisimleri kaldırmaktan kaçının. Bir şey kaldırmak için öne doğru eğilmeyin; belinizi dik tutup çömelerek kaldırın.
Vücut Ağırlığı
Kilo almamaya dikkat edin. Aldığınız her kilo bele binen yükü artırır.
Tütün
Tütün içmekten sakının. Tütün içenlerin omurgaları içmeyenlere göre daha erken yaşlanır.
Duruş
Otururken, ayakta dururken ve eşya taşırken duruşunuza dikkat edin. Omurgalarınıza anormal yüklenmelerin olmaması gerekir.
Evde ve iş yerinde yerden bir cisim kaldırırken şunlara dikkat edin:
Ne yapmak veya yapmamak istediğinizi önceden planlayın.
Kaldırmak istediğiniz cisme yakın durun.
Bacaklarınızı açık tutun, öne doğru eğilmeyin.
Dizlerinizi bükerek çömelin.
Karın kaslarınızı kasın.
Bacaklarınızın gücü ile cismi kaldırın.
Cisim çok ağırsa kendinizi zorlamayın
Gerekirse yardım isteyin.
Bel fıtığı iki omur arasındaki diskin bulunduğu yerden fıtıklaşmasıdır. En sık görülen bel ağrısı sebebidir. Ağrı belden bacağa doğru yayılır (siyatik).
İnsanların % 60-80’i hayatlarının bir döneminde bel ağrısı çeker. Bu ağrıların çoğunun sebebi bu bel fıtığıdır. Bazen çok şiddetli ağrı yapar bazen de aylarca cerrahi tedavi uygulanmasa bile, kişinin idare edebileceği kadar hafif bir ağrıya neden olur.
Tarif
Ani bir hareket veya yüklenme sonucu oluşan yırtıktan jel kıvamındaki nukleus pulpozus etrafındaki dokudan dışarı doğru taşarak fıtıklaşır. Bu fıtıklaşan doku sinirlere baskı yaparak ağrı meydana getirir. Yırtık büyükse fıtık da büyük olur. Bacağa giden sinirlerin köklerine bası olursa, ağrı bacağa doğru yayılır. Bacakta kuvvet azlığı ve duyusunda azalma oluşabilir. Bu durum bir bacakta veya her iki bacakta birden olabilir.
Sebep
Bel fıtığı çoğu zaman omurgaların doğal yaşlanması ile ilgilidir. Çocuklarda ve gençlerde diskin içindeki su miktarı fazladır. Yaşlandıkça su miktarı azalır ve daha kolay yırtılır hale gelir. Bu doğal yaşlanma olayına dejenerasyon denir.
Risk Faktörleri
Yaşlanma sonucu oluşan dejenerasyona ek olarak bel fıtığını kolaylaştıran başka sebepler de vardır. Bunlar bilinirse bel fıtığı oluşmaması için gerekli önlemler alınabilir.
Cinsiyet. 30-40 yaş arası erkelerde bel fıtığı daha sık görülmektedir.
Uygun olmayan biçimde yük taşıma. Yükün bacaklardan çok bel kasları kullanılarak taşınması fıtığa yol açabilir. Aynı şekilde yük taşınırken belden dönme hareketinin yapılması da fıtık olma ihtimalini artırır. Ağırlığın bele fazla yük bindirmemesi için, bacaklar kullanılarak eşya taşınmalıdır.
Vücut ağırlığı. Vücut ağırlığı arttıkça bele binen yük de artar. Bu durum bel fıtığı riskini de artırır.
Bele yük bindiren hareketlerin tekrarı. Bazı meslekler ve işler yük taşımayı, belin bükülmesini, eğilmesini gerektirir. Bu gibi işte çalışanlarda da risk fazladır.
Sürekli araba kullanmak. Sürekli araba kullananlarda motorun titreşimleri omurgalara ve disklere yük bindirebilir.
Hareketsiz yaşam. Düzenli egzersiz birçok sağlık sorununun oluşmasını önlediği gibi disk fıtıklarına da mani olabilir.
Tütün. Sigara içenlerde disk yeteri kadar oksijen alamaz, bunun sonucu dejenerasyon hızlanır.
Belirtiler
Bel fıtığı çoğu zaman bel ağrısı ile kendisini belli eder. Bu ağrı birkaç gün sürüp kendiliğinden geçebilir. Bel ağrısını bacak ağrısı, hissizlik, uyuşma ve kuvvetsizlik gibi belirtiler takip eder. Hasta ağrıyı bacağında, dizinde ve ayağında hissedebilir. Genellikle kalçadan bacağa ve oradan da ayak parmaklarına kadar inen bir ağrıdan şikayet edilir.
Aşağıdaki belirtilerden biri veya birkaçı bir arada olabilir.
Bel ağrısı
Bacak ve ayak ağrısı
Bacakta ve ayakta hissizlik
Bacakta ve ayakta kuvvetsizlik
İdrar ve büyük abdesti kontrol edememek. Bu durum hastalığın ciddi olduğunu gösterir. Acil ameliyat gerektirir.
Testler ve Teşhis
Bel ağrısı şikayeti ile doktora gidilirse, doktor ağrı ile ilgili olarak geniş bir bilgi toplar ve daha sonra da muayene yapar. Teşhisi doğrulamak için MRG isteyebilir.
Tıbbi Hikaye ve Fizik Muayene
Doktor hastanın tıbbi hikayesini aldıktan sonra fizik muayene yapar. Muayene esnasında aşağıdaki testleri uygulayarak ağrının nedenini bulmaya çalışır.
Nörolojik muayene. Fizik muayene muhakkak nörolojik incelemeyi de içerir. Bacaklarda ve ayaklarda his azalması ve kuvvet kaybının olup olmadığı araştırılır. Bunun için, doktor hastasını topuklar ve parmak uçları üzerinde yürütebilir. His azalması olup olmadığını anlamak için, dokunma ve acı hissi değerlendirilir.
Bacak germe testi. Bu test özellikler 35 yaşın altındaki hastalarda bel fıtığının varlığının anlaşılmasında çok belirleyicidir. Hasta sırt üstü yatar ve doktor hastanın bacağı düz durumda iken havaya doğru kaldırır. Eğer bacak bu durumda havaya kaldırıldığında bacakta ve ayakta ağrı artıyorsa, test pozitiftir ve bel fıtığının varlığına işaret eder.
Görüntüleme yöntemleri. Bel fıtığının varlığının anlaşılması için MRG’den faydalanılır. Bu yöntemlerle diskin durumu gözden geçirilir.
Tedavi
Bel fıtıklarının büyük bir kısmı 6-8 hafta içinde yavaş yavaş iyileşir. Genellikle 3-4 ay içinde hiç şikayet kalmaz.
Ameliyatsız Tedavi
Kaslarda kuvvet azalması, bacakların duyusunda azalama ve idrar ve gaita tutamama (kauda ekino sendromu) olmadıkça ameliyat düşünülmez. Hastanın ayakta kalması istenilmez ama uzun süre oturması da doğru değildir. Ağrıyı artırıcı yük taşıma, eğilme gibi hareketlerden kaçınmak gerekir.
Ağrı kesici ilaçlar. Hastayı rahatlatmak için ağrı kesici ilaçlar verilir.
Fizik tedavi. Bel ve karın kaslarını güçlendirici egzersizlerin faydası vardır.
Epidural steroid enjeksiyonu. Bele steroid enjekte edilebilir.
Yukardaki yöntemlerden epidural steroid enjeksiyonu en etkili olanıdır. Bele yapılan iğne sonucu hastaların yaklaşık yarısında ağrılar azalır ve kaybolur.
Cerrahi Tedavi
Bel fıtığı olan hastaların az bir kısmına ameliyat gerekir. Kauda ekino sendromu veya diğer nörolojik bozukluklar varsa acil ameliyat gerekir.
Bel fıtıklarında ameliyat tartışmalıdır. Araştırmalar ameliyat olan ve olmayan hastaların 2 yıl sonra durumlarının aynı olduğunu göstermiştir. Buna rağmen şiddetli siyatik ağrısı olanlarda ameliyat ile daha hızlı sonuç almak mümkündür. Ameliyat, kuvvet kaybı ve uyuşma gibi belirtileri olan hastalarda iyileşmeyi hızlandırmaktadır.
İşlem. En sık yapılan cerrahi işlem mikrodiskektomidir. Bu işlemle çok küçük bir yara açılarak fıtıklaşmış disk dışarı çıkarılır, böylece sinir kökleri üzerindeki basa kaldırılmış olur.
Rehabilitasyon. Hastaların çoğunda ameliyattan sonra fizik tedavi gerekmez. Günde yarım saat yürüme ve bel kaslarını güçlendirme ve esnekliğini artırma egzersizleri önerilir.
Değerlendirme. Nasıl tedavi olduğuna bakılmaksızın bel fıtıklarının % 5’inde tekrarlama görülür. Ameliyatsız tedavi edilenlerde belirtiler daha uzun sürede yok olur. Şikayetler başladıktan 6 ay sonra ameliyat olanlarda alınan sonuç erken ameliyat olanlara göre daha kötüdür.
Ameliyattan sonra komplikasyon çok az görülür. Bunlardan bazıları şunlardır:
Enfeksiyon
Sinirlerde hasar oluşumu
Omur ilik kılıfının yırtılması sonucu beyin-omurilik sıvısının dışarı kaçması. Ameliyat esnasında tamir yapılır. Bazen şiddetli baş ağrılarına yol açar ama zamanla bu ağrı kaybolur.
Omur ilik kanalına kanama sinir köklerine baskıya neden olabilir.
Sonuç. Ameliyatsız tedavi olanlar ağrıları azalır azalmaz normal aktivitelerini yapabilirler ama bu zaman alabilir. Ameliyat ile tedavi olanlarda belirtiler hızla yok olur. Ameliyattan 1-2 hafta sonra günlük normal hayatlarına dönebilirler.
İnsanların büyük çoğunluğu hayatlarının bir döneminde bel ağrısı çekerler. Bu ağrının sık görülen sebeplerinden birisi de kanal daralmasıdır. Yaşlandıkça omurgalarımızda bazı değişiklikler olur. Bu değişikliklerin sonucunda sinirlerin geçtiği kanallar daralır. Buna bağlı olarak ağrılar ortaya çıkar.
Tarif
Kanal daralması sıklıkla bel omurlarında görülür. Bu durum yaşlanmanın normal sonucudur. Yaşlandıkça omurgaların yumuşak dokuları sertleşir ve kalınlaşır. Kemiklerde çıkıntılar oluşur. Bu değişiklikler omur ilik kanalını daraltır. Bu duruma kanal daralması denir.
Omurgalardaki bu dejeneratif değişiklikler 50 yaşını geçmiş insanların % 95’inde görülür. 60 yaşın üzerinde ise hemen herkes de vardır. Kanal daralması kadınlarda ve erkeklerde eşit oranda görülür ama tedavi gerektiren durumlar kadınlarda daha sıktır.
Bazı insanlar doğuştan bu probleme sahiptir. Doğuştan kanalları dardır. Bu insanlarda belirtiler 30 yaşından sonra ortaya çıkabilir.
Sebepler
Kanal daralmasının en sık görülen sebebi artiritlerdir. Bu dejeneratif artiritler omurgaların herhangi bir ekleminde olabilir. Disklerin su kaybetmesi ve dejenerasyona uğraması sonucu artiritler gelişir. Yaşlanma ile birlikte diskin su içeriği azalır ve kolay yırtılır hale gelir. Bu durumda disk çöker ve omurlar arsındaki aralık daralır. Omurların arkasındaki eklemlere binen yük artar ve bu eklemlerin komşuluğundaki kanallar da darlır. Bu kanallardan geçen sinirler sıkışır ve baskıya uğrar.
Disk aralığı ile birlikte sinir kanalı daralmış.
Omurgalardaki eklemlerin artiriti diz ve kalçada görülenlere çok benzer. Eklemleri koruyan kıkırdak aşınır ve kemik kemiğe değer hale gelir. Kıkırdakların aşınıp yok olmasına vücudumuz yeni kemik yaparak cevap verir. Bu yeni oluşan kemiklere diken adı verilir. Bu dikenler, sinirlerin içinden geçtiği kanalları daraltır.
Artiritler bir cevap da yumuşak dokulardan gelir. Omurgalar etrafındaki yumuşak dokular sertleşir ve kalınlaşır. Böylece sinirlere bası yaparlar ve belirtiler başlar.
Belirtiler
Gelişen artiritin derecesine bağlı olarak kanal daralması ağrılı veya ağrısız olabilir. Genellikle şu belirtiler görülür.Kalça ve bacakta ağrı (siyatik). Sinir kökleri kanallar içerisinde sıkışınca bu sinirlerin dağıldığı alanlarda ağrı hissedilir. Bu ağrı yanıcı tarzda olabilir. Tipik olarak kalçanın arka kısımlarından başlar ve bacağa doğru yayılır. Bu tip ağrıya siyatik denir. İlerlerse ayağa kadar inebilir.
Hissizlik ve karıncalanma. Sinir sıkışmalarında yanıcı tarzdaki ağrıya hissizlik ve karıncalanma duygusu da iştirak edebilir. Bu durum her hastada olmayabilir.
Kuvvet azalması (düşük ayak). Sıkışma kritik bir düzeye ulaşırsa, bacak ve ayakta kuvvet azlığı başlar. Bazı hastalar bu kuvvet azlığı nedeniyle ayaklarının uç kısmını yukarı kaldıramazlar; bu durum düşük ayak olarak isimlendirilir.
Oturunca ve öne doğru eğilince azalan ağrı. Öne doğru eğilince omur ilik kanalının genişlediğini bazı araştırmalar göstermiştir. Bu genişleme ağrıyı azaltır. Hastalarının çoğu bu durumu kavradıkları için öne doğru eğilerek yürürler. Oturunca da ağrı azalabilir. Ayağa kalkınca ise ağrı artar.
Teşhis
Doktor, öncelikle tıbbi hikayeyi hastadan sorarak öğrenir. Daha sonra fizik muayene yapar. Hangi bölgelerin hassas olduğunu anlamaya çalışır. Bunun için hastadan öne, yana eğilmesini ister. Kuvvet azlığı ve his azalması olup olmadığını araştırır.
Görüntüleme Tetkikleri.
Teşhis için aşağıdaki görüntüleme yöntemlerine başvurulur.
Röntgen. Röntgen filmlerinde sadece kemikler net görünür ama kanal daralmasının teşhisinde yardımcı olur. Yaşlanma ile birlikte meydana gelen disk aralığında daralma, kemik dikenleri bu yöntemle belirlenir. Hastanın ileri ve geri eğilmesi istenerek film çekilir. Böylece belde instabilite olup olmadığı anlaşılır. Bel omurlarında kayma varsa, bu şekilde anlaşılmış olur.
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG). Bu yöntemle kaslar, diskler, sinirler ve omur ilik gibi yumuşak dokular hakkında bilgi edinilir.
Diğer Yöntemler. Bilgisayarlı tomografi (BT). İle omurgalar kesitler halinde görüntülenir. Kemik yapıların durumu belirlenir. Ayrıca, myelogram da yapılabilir. Bu yöntemde kanal içine ilaç verilir ve kanalın durumu daha iyi görünür hale getirilir. Bu şekilde sinirler üzerine baskı olup olmadığı belirlenir.
Tedavi
Cerrahi Olmayan Tedavi
Ameliyatsız tedavi ile fonksiyonlarının düzeltilmesine ve ağrının yok edilmesine çalışılır. Bu yöntemlerle tedavi her ne kadar kanal genişlemesi sağlamasa da şikayetlerde azalma yapabilir.
Fizik Tedavi. Germe egzersizleri, karın ve bel kaslarının kuvvetlendirilmesi şikayetlerde azalma sağlayabilir.
İnflamatuar giderici ilaçlar. Kanal daralması sinirlere baskıya neden olduğu için, inflamatuar giderici ilaçlarla kanal içindeki dokuların şişliği azaltılırsa ağrılar da azalabilir. Bu ilaçların ağrı kesici etkileri de vardır. Yan etki olarak mide ülserlerine ve kanamalarına yol açabilirler. Hastaların bu konuda uyanık olmaları lazımdır.
Steroid İnjeksiyonu. Kortizon çok kuvvetli bir inaflamasyon gidericidir. Sinirlerin etrafına ve kanal içerisine ilaç verilir ve bası nedeni olan şişlikler azaltılır. Bu yöntemin uygulanması yılda üç kereden fazla tavsiye edilmez. Ağrılar bu enjeksiyon ile azalır ama bacaklarda kuvvet azlığında bir değişiklik olmaz.
Cerrahi Tedavi
Kanal daralmasında ameliyat, ağrı ve kuvvet azlığı nedeniyle hayat kalitesi çok kötüleşmiş hastalarda uygulanır. Hastanın ağrısız yürüme mesafesi çok kısalmıştır. Biraz yürüdükten sonra ağrı nedeniyle oturma ihtiyacı hisseder.
Bu durumda esas olarak iki ameliyattan birisi veya ikisi birden yapılır: Laminektomi ve spinal füzyon. Birincide kanal genişletilmiş olur. Böylece sinirler üzerindeki baskı kalkar. İkincide ise omurgalar birbirine kaynatılır. İki ameliyatın avantaj ve dezavantajları vardır. Bu konuda hasta doktor tarafından bilgilendirilir ve ameliyat kararı beraber verilir.
Rehabilitasyon. Ameliyattan sonra kısa bir süre hastanede kalınır. Genellikle korse giydirilir. Mümkün olduğunca erken yürütülmeye çalışılır. Çoğu hastaya fizik tedavi gerekemez. Gerektiğinde, kasları güçlendirici ve esnekliği artırıcı egzersizler yaptırılır. Çoğu hasta kısa bir süre sonra aktif hale gelebilir. Normal yaşantıya dönüş ise 2-3 ayı alır.
Ameliyatın riskleri. Ameliyat esnasında veya daha sonra bazı olumsuzluklar yaşanabilir. Kanama, enfeksiyon, kan pıhtılaşması ve anesteziye karşı reaksiyon olabilir. Bu riskler çok düşük oranda gerçekleşir
Yaşlılarda, şeker hastalarında, sigara içenlerde ve başka tıbbi sorunları olanlarda istenmeyen durumlar daha sık oluşur.
Bu ameliyatlara özel komplikasyonlar şunlardır.
Sinirlerin içinde bulunduğu kese yırtılabilir
Kemiklerin kaynamasında sorun olabilir
Kemiklere takılan vida ve çubuklar sorun yaratabilir
Sinir dokularında yaralanmalar olabilir
Şikayetler geçmeyebilir
Tarif
Skolyoz omurgaların yana doğru eğilmesidir. Bu eğilme sonucunda omurgalar “S” veya “C” biçiminde görünür. Yana eğilme ile birlikte omurların kendi etrafında dönmesi sonucu, kürek kemiklerinden birisi ve bir kalça diğerine göre daha çıkıntılı görünür.
Toplam nüfusun yaklaşık % 1.5-3’ünde en az 10 derecelik skolyoz bulunur. 20 derceden daha fazla eğiklik nüfusun % 0.2-0.3’ünde vardır. Düşük değerlerdeki skolyoz kız ve oğlan çocuklarda eşit oranda görünür ama yüksek derecelerdeki eğiklikler kızlarda daha sık oluşur.
Sebep
Skolyozların çoğunda sebep bilinmemektedir. Bazı kimselerin ailesinde de skolyoz olabilir. Bu durum genetik bir eğilimi göstermektedir.
Sınıflandırma
Skolyoz herhangi bir yaşta görülebilir. Adolesan skolyoz 10 yaştan sonra ortaya çıkar. En yaygın olanı bu tiptir. Skolyoz bebeklik çağında da başlayabilir. Genellikle 3 yaşın altına oluşmaya başlar. Omurgaların şekillenmesindeki hatalar veya nörolojik bozukluklar nedeniyle oluşabilir. Herhengi bir sebep bulunamazsa idiyoptik ismini alır. 3-10 yaş arasındaki çocuklarda da skolyoz ortaya çıkabilir.
Belirtiler ve Teşhis
Skolyoz genellikle ağrıya, nörolojik bozukluğa veya solunun sıkıntısına neden olmaz. Aile ve çocuklar için kozmetik düşünceler daha önemlidir.
Skolyozlu bir kişinin arkadan görünümü.
Muayene için doktor hastanın öne doğru eğilmesini ister. Bu şekilde arkadan bakarak şekil bozukluğunun derecesini anlamaya çalışır. Ayrıca, bacak uzunlukları arasındaki farkı da ölçer. Nörolojik bozukluk olup olmadığını anlamaya çalışır.
Erken teşhis için okullarda skolyoz taraması yapmakta fayda vardır. Erken tedaviyi kolaylaştırır.
Skoyozun varlığını kesinleştirmek ve eğikliğin derecesini ölçmek için röntgen filmi çekilir.
Tedavi
Eğikliğin 50 dereceyi aştığı durumlarda solunun sıkıntısı başlayabilir. Eğiklik ve dönüklük sebebiyle akciğer kapasitesi azalır. Kozmetik düşünceler bazı hastalar için önelidir. Sırt ve bel ağrısı ise skolyozu olmayanlardaki kadardır.
Skolyozu olan çocuklar büyümesini tamamlayıncaya kadar doktor tarafından izlenmelidir. Eğiklik 20 derecenin altında ise sadece gözlem yapılır. Skolyoz ilerleyici olabildiği için 3-6 aylık aralarla kontrol edilmelidir.
Eğiklik 25-45 derceler arasında ise hastanın korse giymesi istenir. Çok çeşitli korseler vardır. Doktor bunlardan birisini önerebilir ve hangi süreyle giymesi gerektiğini hastasına söyler. Korse giymek çocuğun spor yapmasına engel değildir. Çocuk korsesini çıkararak spor yapabilir.
Cerrahi Tedavi
Büyümesi devam eden bir çocukta eğiklik 45 dereceden fazla ise ameliyat gerekir. Erişkin hayat ulaşmış ise 55 derecenin üzerinde ameliyat düşünülür.
Ameliyat. Ameliyat ile eğiklik düzeltilir ve bu durumda kalması için çubuk ve vidalarla omurgalar tespit edilir. Omurgaların birbirine kaynaması için kemik greftleri de kullanılabilir. Omurgalar birbirine kaynayınca eğiklik oluşmaz. Ameliyattan birkaç gün sonra hasta ayağa kalkabilir ve yürüyebilir. Kaynama sağlanıncaya kadar hastanın korse giymesi istenir. Sportif aktivitelere 6-9 ay sonra dönebilir. Omurga hareketleri azalacağı için futbol ve basketbol gibi temas sporları yapması doğru olmayabili
Omurgaların birbirine kaynaması kızların ileriki yıllarda gebe kalmasına mani değildir.