EYUP SALAHATTİN KARAKAŞ

Sağlıklı Günler

Omuz Sorunları

  1. OMUZ SORUNLARI

 

OMUZ EKLEMİ

Omuz eklemi vücudun en hareketli eklemlerinden birisidir fakat stabilitesi azdır. Bu hareketlilik sayesinde eller istenilen konuma kolayca getirilir. Sıklıkla yaralanmalara maruz kalır. Ayrıca,  aşırı yüklenmeye bağlı problemler de sık görülür.  Omuzun karmaşık bir yapısı vardır. Omuz anatomisi içerisinde üç kemik (Köprücük, kol ve kürek kemiği),  dört eklem ve 26 kas vardır.  Yaralanmalarını ve hastalıklarını anlamak için bu anatominin iyi anlaşılması gerekir.

Kemikler  

Köprücük kemiği (klavikula): ‘S’ şeklinde olan bu kemik, dış tarafta kürek kemiğinin akromion denilen çıkıntısı ile, iç tarafta göğüs kemiği ile eklem yapar. Çok sayıda kas bu kemiğe yapışır. Omuz ve el üzerine düşmelerde kırık ve çıkıkları sıklıkla oluşur. 

Kürek kemiği (skapula): Göğüs kafesinin arka tarafına yerleşmiş, üçgen biçiminde bir kemiktir. Omuz kemiğinin başının üst kısmında bulunan döndürücü manşeti oluşturan kaslar bu kemiğe yapışır. Arka yüzünde spina, yan tarafında akromion ve ön tarafında korokoid denilen üç çıkıntısı vardır. Bu çıkıntılara önemli kaslar yapışır. Akromion, sıkışma sendromu denilen rahatsızlığın oluşmasında rol oynar. Skapulanın glenoid denilen yüzeyi ile kol kemiği eklem yapar. Kol hareketlerinin çok önemli kısmı bu eklemden yapılır.

Kol kemiği (humerus):  Omuz ve dirsek arasındaki uzun kemiktir. Yukarda kürek, aşağıda ulna kemiği ile eklem yapar. Omuz tarafındaki ucunda kemiğin başı ve anatomik ve cerrahi olarak isimlendirilen iki boyun vardır. Baş üzerinde birisi büyük, diğeri küçük olmak üzere, tuberositas denilen iki çıkıntı bulunur. Döndürücü manşet bu çıkıntılara yapışır.

 

Şekil 61. Omuz eklemini oluşturan kemik ve eklemler.

Eklemler

Köprücük kemiği ve akromion arasındaki  (akromioklavikular) eklem: Köprücük kemiğinin akromion ile yaptığı eklemdir; az da olsa hareketlidir. İki kemiğin arsasında, eklem uymunu sağlamak üzere, kıkırdak yapıda bir disk vardır. Eklemin stabilitesini onun kapsülü ve korakoid çıkıntı ve akromion arasındaki bağ sağlar.

Köprücük kemiği ile göğüs kemiği arasındaki (sternoklavikular) eklem: Köprücük kemiği ve sternum arasınadır. Göğüs kafesi ve omuz kopleksi arasındaki tek gerçek eklem budur. Stabilitesini etrafındaki çok sağlam bağlar sağlar. Bu ligamentler köprücük kemiğinin rotasyonunu da önler. Eklemin hemen arkasında büyük damarlar vardır. Çıkıklarında önemli sağlık sorunları ortaya çıkabilir.

Kol kemiği ile kürek kemiği arasındaki (glenohumeral) eklem: Baş ve yuva biçiminde, olukça hareketli bir eklemdir. Skapulanın glenoid denilen yüzü ile humerusun başı arasındadır. Başın yuvası çok sığdır. Eklemin stabilitesini bağlar ve etraf kasların tonusu sağlar. Kolun çok hareketli olması bu eklemin temel özelliğidir.

Kürek kemiği ve göğüs kafesi arasındaki (skapulotorasik) eklem: Kürek kemiği kaburgaların üzerine yerleşmiştir. Göğüs kafesi üzerinde kayarak hareket eder ve kolun hareketli olmasında rol oynar. Skapulanın yerinde kalması kasların gücü sayesinde olur.

OMUZ AĞRISI

Omuz ağrısı yapan sebeplerin çoğu kemiklerden ziyade kas, tendon ve bağ gibi yumuşak dokulardan kaynaklanır. Bu sebepleri üç gurupta toplamak mümkündür:

  • Tendinitler, bursitler
  • Yaralanmalar, stabilite bozuklukları
  • Artiritler

Bu yazılanlardan daha seyrek görülen sebepler ise iltihaplar, tümörler ve sinirlerle ilgili problemlerdir.

Tendinitler

Tendonlar kasları kemiklere veya diğer dokulara bağlayan yapılardır. Tendinitlerin çoğu sebebi yıllarca süren yüklenmeler ve buna bağl oluşan yıpranmalardır. Bu durum ayakkabı tabanının uzun süre giyildikten sonraki eskimesine benzer.  Genellikle tendinitler şu tiplerde olur: 

  • Ani başlayan tendinitler: Genelikle kol yukarda yapılan egzersizlerin sonunda aşırı yüklenmeye bağlı olarak ortaya çıkar.
  • Uzun süreli tendinitler yaşlanmayla birlikte yıpranmaya bağlı olarak gelişir.
  • Yaralanmalar  veya dejeneratif hadiseler sonucu tendonlarda yarılmalar ve yırtılmalar olabilir. Döndürücü manşet tendinitleri bu duruma güzel örnek teşkil eder.

Bursitler 

Omuzun aşırı kullanılması bursalarda inflamasyona yol açabilir. Bu durumda bursalar şişer ve ağrılı hale gelir. Bursitler sıklıkla omuzun döndürücü kılıfının tendiniti ile birlikte olur. Ağrı ve şişlik nedeniyle omuz hareketleri kısıtlanır. Hareket kısıtlılığı uzun süre devam ederse donmuş omuz denilen klinik durum gelişir. Eklem iyice sertleşir, hareketler çok azalır. Bu durum zaman içinde kendiliğinden düzelebilir.

Yaralanmalar ve instabiliteler

Omuzdaki kemiklerin birisi yaralanma veya zorlanma sonucu yerinden oynuyabilir. Bu duruma instabilite denir. Bu instabilite bazen de tam çıkık şeklinde olabilir. Bazı kimselerde tam veya kısmi çıkıklar tekrarlayabilir. Bu kimselerde kol yukarı kalktığında rahatsızlık hissi ve ağrı oluşur. Tekrarlayan çıkıklar ameliyat gerektirebilir.

OMUZ ARTİRİTLERİ

Omuz bölgesindeki kol kemiği ile kürek kemiği arasındaki (glenohumeral) ve köprücük kemiği ile akromion arasındaki (akromioklavikular) eklemlerde artirit sık görülür. Omuzda ağrı olduğu zaman bunun hangi eklemden kaynaklandığının bilinmesi grekir ki tedavi mümkün olsun.

Omuzda üç tip artirit görülür: 

  • Osteoartirit (kireçlenme): Eklem yüzlerini kaplayan kıkırdağın aşınması ile karekterizedir.  Daha çok 50 yaşın üzerindeki kimselerde oluşur. Akromioklavikular eklemde daha sıktır. 
  • Romatoid artirit (romatizma): Bu hastalık eklem zarlarının tutan sistemik bir hastalıktır. Her hangi bir yaşta ortaya çıkabilir. Genellikle iki omuz birden hastalanır.
  • Travmatik artirit: Omuzdaki kırık ve çıkık gibi yaralanmalardan sonra gelişir. Omuzun döndürücü manşetinin (rotatör kaf) yırtıkları da bu tip artiritlere yol açabilir.

Belirti Ve Bulgular

Omuz artiritlerinin en sık görülen belirtisi ağrıdır. Bu ağrı hareketlerle artar ve giderek şiddetlenir. Glenohomeral eklem artiritlerinde ağrı omuzun arka kısımlarında hissedilir ve hava durumundan etkilenebilir. Akromioklavikular eklem artiritlerinde ise ağrı omuzun ön kısmına lokalizedir. Romatoid artiritlerde ağrı, tüm omuzu kapsayacak kadar geniş bir alanda olabilir.  

Diğer bir belirti de hareket kısıtlılığıdır. Eli saçlara götürmek veya yüksek bir rafa uzanmak zorlaşır. Omuz hareketleri sırasında tıkırtılar işitilebilir (krepitus).  

Teşhis

Omuz artiritlerini teşhisi için iyi bir fizik muayene ve röntgen çekimi gerekir. Muayene esnasında şunlara bakılır:

  • Kaslarda zayıflama (atrofi)
  • Dokunmakla hassasiyet
  • Omuzun aktif ve pasif hareketleri
  • Omuz etrafındaki kas, tendon ve bağlara ait daha önce geçirilmiş yaralanmalara ait işaretler.
  • Diğer eklemlerde hastalık olup olmaması (romatoit artirite işaret eder)
  • Hareketlerde tıkırtı (krepitus) 

Röntgenlerde artiritik eklemim eklem aralığı daralmış olarak görülür. Kemiklerde dikenimsi uzantılar olabilir. Eklem içerisine lokal uyuşturucu injekte edilince ağrının geçmesi teşhisi doğrular. 

Tedavi 

Diğer artiritlerde olduğu gibi omuz artiritlerinde de ilk tedavi konservatiftir:

  • İstirahat veya ağrıyı aktive eden hareketlerden vaz geçme faydalı olur. Kolu kullanırken dikkatli olmak gerekir
  • İnflamasyon giderici ve ağrı kesici ilaçlar kullanılır
  • Ağrının artığı dönemlerde 20-30 dakikalık buz uygulamaları inflamasyonu azaltır
  • Romatoid artirit varsa ona özel ilaçlar verilir
  • Osteoartiritte glukozamin ve kodiritin sülfat kullanımı faydalı olur

Konservatif yöntemler ağrıyı gidermede başarılı olmazsa cerrahi metodlara baş vurulur. Her ameliyatta olduğu gibi omuz cerrahisinde de komplikasyonlar olabilir ve bazı riskler vardır. Ortopedi doktoru bu riskleri ve komplikasyonları asgariye indirmeye çalışır.

Glenohumeral artiritlerinde total omuz protezleri veya sadece humerusun başının değiştiği parsiyel omuz protezleri takılabilir. Akromioklavikular eklem artiritlerinde ise, klavikulanın akromion ile eklem yapan ucundan bir parça kemik kesilerek çıkarılır.  Oluşan boşluk daha sonra iyileşme dokusu ile dolar. Bu yöntemler,  ağrının giderilmesinde genellikle etkili olur.

 DONMUŞ OMUZ

Eğer elinizi başınızın üzerine, karşı omuzunuza ve sırtınıza götürmede zorluk çekiyorsanız omuz hareketleriniz kısıtlanmış demektir. Hareketlerin kıstlanması donmuş omuzun erken belirtisidir. Sebebi ne olursa olsun hareket kısıtlılığının genel ismi donmuş omuzdur.

Risk Altındakiler

  • Kadınlar erkekelere göre daha fazla risk altındadır.
  • Genellikle 40-65 yaşlarında başlar
  • Donmuş omuzluların % 10-20’sinde şeker hastalığı vardır.
  • Diğer kolaylaştırıcı faktörler şunlardır: Kolun yaralanma ve ameliyat gibi sebeplerle hareketsiz kalması; hipertiroidi; kalp-damar hastalıkları; klinik depresyon  ve parkinson hastalığı.

Donmuş Omuzun Sebepleri 

Donmuş omuzun sebebi tam olarak bilinmemektedir. Muhtemelen altta yatan inflamatuar bir hadise olabilir. Omuz ekleminin (glenohumeral) kapsülü sertleşir ve kontrakte olur (büzüşür).  Bu durum da kol hareketlerini kısıtlar. Eklem yaralanması veya ameliyatı sonucu kolun uzun süre  hareketsiz tutulması donmuş omuz ile sonuçlanabilir. Genellikle tek bir omuz tutulur ama hastaların üçde birinde her iki tarafta da hareketler kısıtlanmıştır.

Donmuş Omuzun Gelişimi

Donmuş omuz uzun süre içerisinde ve 3 devre halinde gelişir:

  • Birinci devre: Hareketle artan omuz ağrısı vardır ve geceleri şiddetlenir. Ağrı giderek artar ve hareketler kısıtlanmaya başlar. Bu devre yaklaşık 2-9 ay kadar sürer.
  • İkinci devre: Ağrı azalmaya başlar ama hareketler de ileri derecede kısıtlanmıştır. Karşı kolla kıyaslandığında hareketler % 50 oranında azalmıştır. Bu dönem 4-12 ayda sonlanır.
  • Üçüncü devre: Durum düzelmeye başlar.  Çoğu hastada 12-24 ay içerisinde durum normala döner. Bazı hastalarda omuza hareket sağlamak için ameliyat gerekebilir.

Teşhis ve Tedavi 

Teşhise gitmek için doktor hastayı öncelikle muayene eder ve altta yatan sebebi anlamak için röntgen çektirir. Tedavi ağrının giderilmesi ve hareketlerin yeniden kazandırılması esasına dayanır. Şunlar yapılır:

  • İnflamasyon giderici ve ağrı dindirici ilaçlar verilir.
  • Kaslar gevşetilir.
  • Ev egzersizleri ile kombine olarak uygulanan fizik tedavi yapılır. Germe egzersizleri ile eklem hareketleri artırılır.
  • Sıcak ve buz tedavisi uygulanır.
  • Kortizon injeksiyonu yapılır.
  • Aşağıda tarif edilen egzersizler yapılır 

Aylar süren bir tedavi programına rağmen düzelme sağlanamazsa ameliyat gerekebilir. Artroskopik cerrahi omuzun sertliğini alabilir ama bir egzersiz pogramı ile birlikte düşünülmekidir. 

Önerilen Egzersizler 

Baş üstü germe: Kolunuz yan tarafınızda duracak şekilde sırt üstü uzanınız. Sağlam tarafınızdaki elinizle diğer kolunuzu dirsekten tutup başınıza doğru kaldırın. Nazik bir şekilde omuzunuzu geriniz.

 

Şekil 62. Sırt üstü yatılır ve kol diğer el yardımı ile yukarı doğru kaldırılır. 

Göğüs önünde germe: Ayakta durunuz, kolunuzu göğüs hizasına kadar kaldırınız; diğer elinizle dirseğinizden yakalayıp omuzunuzu nazikçe geriniz.  

Şekil 63. Göğüs önüne doğru germe 

Havlu ile germe:  Bir havluyu karşı omuzunuzun arkasından sarkıtınız. Elinizle havlunun alt ucundan tutunuz ve diğer elinizle havluyu yukarı doğru çekerek omuzunuzu nazikçe geriniz.

 

OMUZDA SIKIŞMA

Omuzdaki sıkışma yetişkinlerdeki omuz ağrılarının en sık görülen sebebidir. Omuzun döndürücü kılıfıının kol ile kürek kemiğinin omuz üzerindeki uzantısı arasında sıkışması sonucu meydana gelir.  Döndürücü kılıf omuzun dört ayrı kasına ait tendonların birleşmesi ile oluşur. Bu kaslar kol kemiğini döndüren kaslardır. Bunlar aynı zmanda kolu askıda tutar.

Akromion kürek kemiğinin omuz üserindeki kısmına verilen isimdir. Humerus başının üst kısmındadır. Kol yukarı kaldırıldığında döndürücü kılıf humerusun başı ile akromion arasında sıkışır. Bu durum ağrıya ve hareket azalmasına yol açar.

Bu sıkışma döndürücü kılıf üzerine yerleşmiş olan bursanın inflamasyonuna veya tendonlarda tendinitlere (tendonların inflamasyonu) sebep olur. Bu sıkışmalar tekrarlarsa dödürücü kılıf yırtılabilir.

Risk Faktörleri

Skışma sendromu genç sporcularda  görülebildiği gibi orta yaşlı kimselerde de görülebilir. Kol yukarda aktivitelerin sıklıkla yapıldığı yüzme, basketbol, tenis ve voleybol oynayan sporcularda daha sık oluşur. Sporcular dışında mesleği gereği kolları sürekli yukarda çalışanlar da bu klinik duruma adaydır. Basit bir yaralanma sonucu ağrılar başlayabilir ya da kendiliğinden de ortaya çıkabilir.

Belirtiler

Başlangıçta belirtiler hafiftir. Bu erken dönemde hastalar pek doktora gitmezler. Şu belirtiler görülür:

  • Dinlenirken veya hareket ettirirken omuzda hafif ağrılar
  • Ağrı omuzun ön kısmından kola doğru yayılır
  • Kol yukarı kaldırılınca ağrıda aniden artma olur
  • Kol yukarda aktiviteler yapan sporcularda ağrı artar

 

Şekil 64. Sıkışmaya bağlı olarak yırtılan tendon. 

Sıkışma genellikle omuzun ön kısmında hafif bir şişlik ve hassasiyet meydana getirir. Kol yukarı kaldırıldığında ağrı artar ve hareket kısıtlılığı gelişebilir. Sorun devam ederse, geceleri de ağrılar olmaya başlar. Kolun kuvveti ve hareketleri azalır. Özellikle kolu arkaya, sırta gitmesi zorlaşır. Sorun sürekli hale gelirse, sonuçta donmuş omuz gelişebilir. Bu durumda kolun her yöne olan hareketi kısıtlanır.

Teşhis

Doktor teşhis için  hastayı dinler ve belirtileri gözden geçirir. Daha sonra  hastayı muayene eder ve omuzun  filimini ister. Filmde özellikle sıkışmaya yol açan bir kemik yapının olup olmadığı araştırılır. Bazen film teşhis için yeterli olmayabilir. Bu durumda MR çekilebilir. MR’da bursa içinde sıvı ve tendonlarda inflamasyon hali görülür. Bazen de omuzun döndürücü tendonlarında yırtık görülebilir. 

Teşhis amaçlı olarak bursa içine yerel uyuşturucu ilaç verilebilir. Bu injeksiyon sonucu ağrı geçerse teşhis doğrulanmış olur.

Ameliyatsız Tedavi

Başlangıçta ameliyat dışı tedavi uygulanır. Dinlenme ve kol yukarda aktivitelerden kaçınma faydalı olabilir. Ayrıca steroid olmayan inflamasyon giderici ilaçlar da kullanılır.  Hareketlerin kısıtlanmaması için aktif egzersizler yapılır.  Omuzun donması engellenir. Çok ağrılı dönemlerde bursa omuz içine kortizon da injekte edilebilir. Ayrıca fizik tedavi de uygulanabilir. Düzelme haftalar boyu sürebilir ve ağrılar geçip hareketler normale döner.

Cerrahi Tedavi

Cerrahi olmayan yöntemlerle ağrı geçmezse, doktor ameliyat önerebilir. Ameliyattan amaç sıkışıklığı önlemek ve döndürücü tendonlar için daha geniş bir alan oluşturmaktır. Böylece kol yukarı doğru daha rahat hareket eder ve bu hareketlerde ağrı oluşmaz.  Ameliyat artroskop yardımı ile kapalı veya açık yapılabilir. Her iki yöntemde de sıkışılığa neden olan kemik çıkıntısı traşlanır ve sıkışma önlenir. Ameliyattan sonra kol bir askı içinde dinlendirilir. Ağrılar azalınca hareketler artırılır. Fizik tedavi ve rahabilitasyon program da uygulanabilir. Bü şekilde 2-4 hafta içinde ağrılar tamamen yok olabilir. 

OMUZ ÇIKIĞ 

Omuz, vücudun en hareketli eklemidir. Hemen her yöne hareket eder. Bu avantaj onun kolaylıkla çıkmasına yol açabilir. Omuz,vücuttaki en kolay çıkan eklemdir. Kısmi çıkıkta kol kemiği (humerus) başının bir kısmı yuvadan uzaklaşmıştır. Tam çıkıkta ise başın tamamı yuvanın dışındadır. Her iki durumda da kol hareketleri ağrılıdır.

 

Şekil 65. Humerus başı yuvanın önünde duruyor.

Belirtiler

Çıkık olunca kendisini şu belirtilerle belli eder: 

  • Şişlik
  • Kol hareketlerinde kısıtlanma
  • Kol kuvvetinde azalma
  • Ağrı 

Omuz çıkığında bazen tendon bağ yırtıkları da oluşur. Omuz eklemi öne, arkaya veya aşağı doğru çıkar. Sık görüleni öne doğru olan çıkıklardır. Kolun fırlatma pozisyonunda çıkık öne doğru olur.

Teşhis

Çıkık olunca omuz etrafındaki kaslar kasılıp kalır ve bu d a ağrıyı daha da artırır. Daha önce de birkaç kere çıkık olmuşsa, omuz insatabilitesinden söz edilir. Doktor hastayı muayene ettikten sonra film çekilmesini ister. Çıkığın nasıl oluştuğunun ve daha once de olup olmadığının doktor tarafından bilinmesi gerekir.  

Tedavi

Doktor kemiğin başını yuvaya bir manevra yaparak yerleştirir. Buna kapalı redüksiyon denir. Baş yerine oturunca ağrı aniden azalır hatta yok olur. 

Rehabilitasyon

Çıkık yerine konulunca kol bir omuz-kol askısında dinlenmeye alınır. Bu şekilde kol birkaç hafta dinlendirilir. Omuz üzerine günde 3-4 kere buz uygulanır. Ağrılar yok olunca omuza hareket kazandırlmak için egzersizlere başlanılır. Bu şekilde kaslar da güçlenmiş olur. Kol kaslarının  güçlenmesi kolun daha sonra tekrar çıkmasını  önler. Önceleri basit izometrik egzersizler yaptırılır daha sonra ağırlık çalışmalarına başlanır. Çıkıklar tekrarlarsa, ameliyat gerekebilir.  Bu durum özellikle gençlerde sık görülür.